Doğal gaz, milyonlarca yıl önce yaşamış bitki ve hayvan kalıntılarının yeraltında yüksek sıcaklık ve basınca maruz kalması ile oluşur. Doğal gazın bileşiminde, metan (% 95, CH4) dışında, değişen oranlarda etan (C2H6), propan (C3H8), bütan (C4H10) gibi diğer hidrokarbonlar da bulunur. Yeraltındaki doğal gazın yapısında ayrıca azot (N2), oksijen (O2), karbondioksit (CO2), hidrojensülfür (H2S) ve kısmen helyum (He) gazlarına rastlanır.
Doğal gaz renksiz, kokusuz, nemsiz ve havadan hafif bir gazdır. Kaçakların fark edilebilmesi için özel olarak kokulandırılır. Bu amaçla THT (tetra hidro teofen) veya TBM (tersiyer bütil merkaptan) kullanılır. Doğal gaz zehirli değildir ama bir hacmi yüksek oranda doldurduğunda boğucu bir etki yapar.
Doğal gazın yanma verimi diğer yakıtlardan yüksektir (% 93). Atık gazlar içindeki karbondioksit (CO2) miktarı diğer yakıtlara nazaran minimum miktardadır. Bu da küresel ısınma ve iklim değişikliklerine sebep olan “sera etkisini” azaltır (bu etkiye yol açan gazların azaltılmasını amaçlayan Kyoto Protokolü 140’ı aşkın ülke tarafından imzalanmıştır).
Doğal gaz, yanma sonunda zehirli bileşikler oluşturmaz.
CH4 + 2 O2 + 8 N2 › CO2 + 2 H2O + 8 N2 + enerji
Doğal gaz, basınç altında gaz formda boru hatlarıyla, sıvı formda tanker ve gemilerle taşınarak uzak tüketim noktalarına ulaştırılır. Sıkıştırılmış doğal gazın hacimce 200 kat, sıvılaştırılmış doğal gazın ise hacimce 600 kat az yer tutması, taşınabilirliğini avantajlı hale getirir.
Günümüzde bilinen doğal gaz rezervleri yaklaşık 150 trilyon m3 düzeyindedir ve bu rezervlerin ulaşılabilen % 15’lik bölümü dahi dünya tüketimine yaklaşık 70 yıl yetebilecek durumdadır.
Mavi gökyüzü ve temiz havadan vazgeçemiyorsanız, doğal gazı tercih edin ve dünyanın enerjisini dünya için kullanın.(Kaynak : Kentgaz Denizli Doğalgaz Dağıtım A.Ş.)